GENÇLİĞİM
On beş yaşımdayken seni tanıdım,
Benimle arkadaş oldun gençliğim.
Nereye gittiysem hep adım adım;
Otuz yıl peşimden geldin gençliğim.
Okulda gördüğüm bir güzel kıza,
Bakmıştık seninle omuz omuza,
Elveda etmiştik biz uykumuza;
Benimle birlikte soldun gençliğim.
O yaşlarda beklenilen sonuçtu,
Sevdiğim kuş olup elimden uçtu,
Ancak üzerinden az zaman geçti;
Yerine birini buldun gençliğim.
Gâh okullu,gâhi komşunun kızı,
Bir başka diyara götürdü bizi,
Yaralar sarıldı , kalmadı izi:
Yeniden yüzüme güldün gençliğim.
Yirmi,yirmi beşi geçirdik hızla,
Dünyaya sarıldım verdiğin gazla,
İnan abartısız , ne az , ne fazla;
Ağzıma bir parmak baldın gençliğim.
Gerçek aşk,askerlik,evlilik derken,
Sinyal verdin otuzuma girerken,
Saçıma ak düştü,o kadar erken;
Belki de bir esen yeldin gençliğim.
Yaş otuz beş oldu,yine aymadım,
Birileri “amca” dedi duymadım,
Yıllar nasıl geldi geçti saymadım;
Sanki bir çağlayan seldin gençliğim.
Yaş kırkı aşınca bozuldu gözler,
Çöktü omuzlarım,yoruldu dizler,
Sıkıntılar arttı , asıldı yüzler;
Bedene emanet çuldun gençliğim.
Elli dört yaşıma girdim ben aha,
Bir kayboldun,görülmedin bir daha,
Aramıza kara kedi girdi ha;
Beni defterinden sildin gençliğim.
Bilinmez ki ömrüm daha ne kadar,
Yüz daha yaşasam ne önemi var,
Seni unutmadı Ozan Bayraktar;
Hayalde,rüyada kaldın gençliğim.
18.12.2016